Avrupa İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi (AİÖK) Başkanı Mauro Palma, birkaç istisna dışında cezaevi nüfusunun Avrupa'da alarm verici bir şekilde artmakta olduğunu söyledi. Palma, bu sorunun Avrupa'da hürriyeti bağlayıcı cezalara alternatif olacak yaptırımlar geliştirilmesini gündeme getirdiğini kaydetti.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Türkiye Başkanlığı tarafından düzenlenen 'Etkin Denetim ve Standartlar Yoluyla Gözaltı Koşullarının İyileştirilmesi' semineri Antalya'da başladı. Dedeman Otel'de gerçekleştirilen seminer, iki gün sürecek. Seminerin açılış bölümünde Avrupa Konseyi Genel Sekreter Yardımcısı Maud de Boer Buquicchio, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Elçim, AİÖK Başkanı Mauro Palma katıldı.
CEZAEVLERİ YAPMAK ÇÖZÜM DEĞİL
AİÖK Başkanı Mauro Palma, birkaç istisna dışında cezaevi nüfusunun Avrupa'da anormal bir şekilde artmakta olduğunu söyledi. Palma, "Avrupa ülkelerinde kalabalık çok önemli bir problem haline gelmiştir" dedi. Cezaevlerinde aşırı kalabalığın bütün problemlerle çok yakından alakalı, önemli bir problem olduğunu belirten Palma, bu sorunun Avrupa'da hürriyeti bağlayıcı cezalara alternatif olacak yaptırımlar geliştirilmesini gündeme getirdiğini söyledi. Palma, "Giderek bu alternatiflere yönelme eğilimi ortaya çıkmaktadır" diye konuştu.
Cezaevlerindeki şartlar ve durumun bir ülkedeki insan haklarının genel durumu olarak görüldüğünü anlatan Mauro Palma, kalabalık cezaevi nüfuslarının tamamen önlememez bir durum olmadığını söyledi. Değişik girişimlerin benimsenmeye, farklı yaptırımların geliştirilmeye çalışıldığını kaydeden Palma, "Sonsuz cezaevi inşaatı etkili bir çözüm değildir. Günümüzün dünyasında cezaevinin işlevinin ne olduğuna bakmalıyız" dedi.
Palma, komitenin sürekli izleme ve gizli diyalog yöntemiyle Avrupa'da önemli ilerlemeler sağladığını belirtti. Mauro Palma, "Buna rağmen şartlar genel olarak geride yapılacak pek çok şey bırakmaktadır. Bu Avrupa Birliği'ne üye devletlerde olduğu kadar diğer Avrupa Konseyi devletleri için de geçerlidir" diye konuştu. Avrupa'daki cezaevi sistemlerinin başka problemlerden de etkilendiğini kaydeden Palma, bu konuda en büyük eksikliğin stratejik planın olmaması olduğunu kaydetti.
'ÇOCUKLARIN CEZAEVİNDE YERİ YOK'
Avrupa Konseyi Genel Sekreter Yardımcısı Maud de Boer Buquicchio, Avrupa kıtasında emniyet ve güven endişesinin çok fazla sayıda insanın gözaltına alınmasına yol açtığını söyledi. Yeni tehditler ortaya çıktığını ve suç türlerinin değiştiğini kaydeden Buquicchio, "Önleme, eğitim, yeniden topluma kazandırma ve düzeltme gibi sorunlarla birlikte aşırı kalabalık cezaevlerinde yeterli kaynak ve personel olmadığı için cezanın doğru uygulanması sağlanamamaktadır" dedi.
Genel Sekreter Yardımcısı Buquicchio, kötü ve zor koşulları kaldıracak olgunluk derecesi olmayan çocukların ise cezaevlerinde yeri olmadığını söyledi. Çocukların işlediği suçlara düzensiz aile ortamı veya toplumdaki düzensizliklerin neden olduğunun altını çizen Buquicchio, çocuğa dost adalet mekanizması kurulmasına ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
9.8 MİLYON TUTUKLU AYNI DİLİ KONUŞUYOR
Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Elçim ise cezaevlerinde tutuklu bulunan kişilerin sınırlı da olsa kullandıkları hakların geliştirilmesinin önemine dikkat çekti. Dünyada herhangi bir cezaevini ziyarette karşılaşılacak atmosferin birçok ülkede aynı olacağını belirten Elçim, "Hükümlüleri, sorunları, talepleri aynıdır. Onlarla aynı dili konuşmasak da neden bahsettiklerini anlamak için tercümana ihtiyaç duymayız" diye konuştu.
Elçim, dünyada cezaevlerinde 9.8 milyon tutuklu ve hükümlünün benzer sorunları yaşadığını kaydetti. Mustafa Elçim, "Aşırı kalabalıklaşma, personel yetersizliği, sağlık eksikliği, hükümlü iyileştirilmesi gibi benzer sıkıntılar yaşanmaktadır" dedi.
50 BİN EUROLUK BAĞIŞ ÇEKİ
Seminerin açılış oturumun sonunda Avrupa Konseyi nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Daryal Batıbay, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi adına AİÖK Başkanı Mauro Palma'ya 50 bin euroluk bağış çeki takdim etti.
'TÜRKİYE'DE TECRİT KOŞULLARI İYİLEŞTİRİLMELİ'
Avrupa İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi (AİÖK) Başkanı Mauro Palma, Ergenekon soruşturması kapsamında gündeme gelen uzun tutukluluk sürelerinin sadece Türkiye'nin değil İtalya ve Fransa'nın da aralarında bulunduğu Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin sorunu olduğunu söyledi. Palma, Antalya'da katıldığı seminere verilen arada gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Avrupa Konseyi'nin 1989 yılında yürürlüğe giren ve 47 ülkenin imzaladığı İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Ceza Veya Muamelenin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi uyarınca kurulan komitenin başkanlığını yürüten Palma, Avrupa'da kalabalık cezaevi nüfusunun oluşmasında ana nedenin ülkelerdeki güvenlik sorunlarının siyasi partiler tarafından oy amaçlı olarak kullanılması olduğunu söyledi.
Mauro Palma, bir soru üzerine Türkiye'de cezaevi koşullarında 1990'lı yıllardan bu güne önemli değişimler yaşandığını kaydetti. Türkiye'nin diğer Avrupa Konseyi üye devletleriyle yapılacak bir kıyaslama içinde büyük adımlar attığını belirten Palma, buna karşın mutlak değerler üzerinde yapılacak bir kıyaslamada Türkiye'de problemler bulunduğunun altını çizdi. Palma, "Türkiye'deki durumunu değerlendirirsek pek tatminkar değilim. Türkiye'de iyileştirme için epey alan var" dedi.
Komitenin görev alanının sadece cezaevlerinden oluşmadığını, nezarethaneler, yabancıların tutulduğu misafirhaneler ve psikiyatrik kliniklerin de inceleme alanları içinde bulunduğunu kaydeden Palma, bu alanların bazılarının cezaevlerinden daha büyük sorunlar taşıdığını söyledi. Türkiye için polis nezarethanelerinin altını çizen Komite Başkanı Palma, "Özellikle Türkiye'nin Güneydoğu bölgesindeki koşullar ve mültecilerin ve göçmenlerin tutulduğu misafirhaneler. Bu gibi alanlar toplumun dikkatinin odak noktasında olmadığı için gözardı edilmektedir" diye konuştu.
Türkiye cezaevlerinde iyileştirme bekleyen en önemli sorunun tecrit koşullarının uygulanmasında ortaya çıktığına dikkat çeken Mauro Palma, "Bunu söylerken, demiyorum ki, koğuş sistemine geri dönülsün. O geçmişin parçasıydı ve geçmişte kaldı. Fakat, insanlara tutuklulara hükümlüleri birbiriyle sosyalleşebilceği imkanların verilmesi gerikiyor" dedi. Bu sağlanırken tüm güvenlik koşullarına riayet edilmesini gerektiğini kaydeden Palma, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ancak bu şekilde insanları topluma yeniden kazandırabilir, rehabilite edebilirsiniz. Bu şekilde insanlar birlikte yaşamayı unutmamış olurlar. Bunu sağlamadığınız takdirde insanlar birlikte yaşamayı, birlikte yaşamanın getirdiği sorumlulukları ve güven paylaşımını unutarak cezaevinden çıkar ki toplum içinde büyük bir tehlikeyi beraberinde getirir."
'UZUN TUTUKLULUK SÜRELERİ ENDİŞE VERİCİDİR'
AİÖK Başkanı Mauro Palma, Ergenekon soruşturması, Balyoz davası gibi hukuki süreçlerde gündeme gelen uzun tutukluk sürelerine ilişkin bir soru üzerine uzun tutukluluk sürelerinin sadece Türkiye'de değil Avrupa Konseyi'nin pek çok ülkesinde önemli problemleri gündeme getiren bir durum olduğunu söyledi. Cezaevlerindeki aşırı kalabalığın en önemli nedenlerinden birinin uzun tutukluluk süreleri olduğunu belirten Palma, "Bütün rakamları analiz ettiğinizde duruşmasını bekleyen, yargı önüne çıkmayı bekleyen kişilerin sayısının cezaevlerinde yüksek olması ve bekleme süresinin de uzun olması, aşırı kalabalığı beraberinde getiriyor" diye konuştu.
Uzun tutukluluk süresinin 'masumiyet karinesi' ilkesini zedelediğini de dile getiren Palma, adalet önüne çıkmak üzere tutuklu konumunda bekletilen kişilere uygulanacak belirli bir cezaevi rejimi de bulunmadığını söyledi.
Bu kişilerin davaları sonuçlanıncaya kadar tam tamına kavuşmamış bir statüde cezaevine beklediğini belirten Mauro Palma, "Bu sürenin aylar, yıllar sürebilmesi endişe verici bir durumdur" dedi. İtalya hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin uzun tutukluluk süreleri, yargılama sürecinde makul sürenin aşılmış olması nedeniyle bir çok mahkumiyet kararı bulunduğunu kaydeden Palma, bu konuda ikinci örneğin Fransa olduğunu kaydetti. Palma, Fransa'da da birinci aşama tutukluluk süresi denilen yani kişinin ilk gözaltına alındığı nezarethaneden başlayıp ilk mahkeme önüne çıktığı ana kadar ki sürenin "fevkalade uzun" olduğunu dile getirdi.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |