HANI YAĞMA
İşte bu sofra efendiler
İşte bu sofra kan ağlayan
Can çekişen halkımızın sofrası.
Nesi var, nesi yoksa hepsi bu.
Bekler sizi efendiler bu sofra,
Nasıl da durur, nasıl da titrer karşınızda.
Aman canım, utanacak ne var efendiler?
Yiyin yutun hapur hupur, şapur şupur,
Yiyin efendiler, yiyin,
Bu iştah açan sofra sizin.
Vallahi sizin, doyuncaya kadar yiyin,
Patlayıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin.
Bütün bu nazlı beylerindir ne varsa ortalıkta
Hasef, nesef, şeref, şatafat, oyun, düğün, konak, saray
Hepsi sizin efendiler. Konak, saray, gelin, alay,
Hepsi sizin, hepsi hazır, hepsi kolay.
Yiyin efendiler yiyin, bu hanı iştiha sizin,
Duyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin.
Nasıl olsa bu yoksul, bu fukara halk
Verir nesi var nesi yoksa,
Verir malını, canını, ümidini, tüm güzelliğini,
Servetini, istikbalini, sağlığını, rahatını.
İçinde kaynayan mahşeri
Verir bu memleket, verir, hiç tasalanmayın,
Hiç düşünmeyin haram mıdır yoksa helal mi.
Yiyin efendiler, yiyin, ama biraz çabuk yiyin
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak.
Yarın bi bakarsınız, sönmüş bu gün çıtırdayan ocak.
Bu gün mideniz hazırken, bu gün çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, kucak kucak.
Götürün efendiler, götürün, bu yağma sizin,
Bu ihanet sizin, bu hıyanet sizin,
Gün sizin efendiler, şölenler, törenler sizin.
Gelin görün ki ne yapsanız, ne etseniz de
Çare yok efendiler, siz de gelir ve geçersiniz,
Gelmiş ve geçmiş efendileriniz gibi.
Çün bu memleket bizim efendiler, bu memleket bizim.
Söylemek zorunda kaldığım için özür dilerim.
Siz yine de yiyin efendiler, yiyin
Bu iştah açan sofra sizin, yiyin yiyin, yiyin yiyin..