Seçim yılı olan 2011’de mali disiplinden taviz vermeyen, reform takvimini detaylandırıp uygulamaya yansıtabilen ve kurumlarını güçlendirmeye devam eden bir Türkiye’nin yüksek büyüme oranlarını tutturmasının mümkün olduğuna işaret eden Müteahhitler Birliği, 2011’e ilişkin belirsizlikleri artıran faktörleri 2011’in seçim yılı olması, mali disiplinin bu nedenle sekteye uğrama ihtimali, seçimden sonraki konjonktürün ekonomiyi nasıl etkileyeceği ve sıcak para girişine bağlı olarak ekonominin ısınması karşısında alınan önlemlerin ne denli etkin olacağının kestirilememesi olarak sıraladı.
Türkiye Müteahhitler Birliği, 2011’e Girerken Ekonomik Gelişmeler ve İnşaat Sektörü Analizi’ni yayınladı. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin en temel sorununun, ekonominin büyüme hızını sürdürmek olacağına dikkat çekilen analizde seçim yılı olan 2011’de mali disiplinden taviz vermeyen, reform takvimini detaylandırıp uygulamaya yansıtabilen ve kurumlarını güçlendirmeye devam eden bir Türkiye’nin yüksek büyüme oranlarını tutturmasının mümkün olduğuna işaret edildi. Türkiye’nin büyümesinin ağırlıklı olarak iç talebe bağlı kalmaya devam edeceğine dikkat çekilen analizde, büyüme oranını etkileyen en önemli faktörün dış ticarette yaşanacak gelişmeler olacağının altı çizildi. Analizde, artan tüketimin ithalatı hızlandırıcı etkisinin dikkate alındığında, iç talep canlı olsa bile, Türkiye’nin büyüme hızının ve istihdam yaratma potansiyelinin ihracattaki gelişmelerle yakından ilişkili olmaya devam edeceğinin açık olduğuna işaret edildi.
-2011’E İLİŞKİN BELİRSİZLİKLERİ ARTIRAN FAKTÖRLER-
Analizde, 2011’e ilişkin belirsizlikleri artıran faktörler şöyle sıralandı:
“2011’in seçim yılı olması, mali disiplinin bu nedenle sekteye uğraması olasılığı, seçimden sonraki konjonktürün ekonomiyi nasıl etkileyeceği ve sıcak para girişine bağlı olarak ekonominin ısınması karşısında alınan önlemlerin ne denli etkin olacağının kestirilememesi.”
-CARİ AÇIK, TÜRKİYE’Yİ EN FAZLA ZORLAYACAK RİSKLER ARASINDA-
Analize göre, önümüzdeki dönemde Türkiye’yi en fazla zorlayacak riskler arasında cari açık ve bunun sıcak parayla finansmanı devam eden ve ciddiyetini koruyan riskler arasında yer aldı. Borç yükünün düşüklüğüne karşın vergi geliri oranının düşüklüğüne, Türkiye’yi gelecek yıllarda kamu finansmanı açısından en fazla zorlayacak konuların başında geldi. Kamu borç yükündeki düzelmenin, kamu finansmanı sorununa ancak geçici bir rahatlama sağlayabileceği, Türkiye ekonomisinin en önemli yapısal sorunlarının başında yer alan vergi reformu gerçekleştirilmeden bu düzelmeyi sürdürmenin kolay olmayacağı ifade edildi.
Bu anlamda sorunun çözümü olarak, vergi oranlarını artırmak değil, vergi tabanını yaygınlaştırmak ve kayıt dışındaki faaliyetleri kayıt altına almak olduğu vurgulandı. Cari açığın doğru bir yöntemle finanse edildiği sürece sorun yaratmayacağı ancak, doğru yöntemin “doğrudan yabancı sermaye yatırımı” olduğu kaydedildi.
-2011 İNŞAAT SEKTÖRÜ BEKLENTİLERİ-
Analize göre 2010 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 24.6 ile ciddi bir büyüme gösteren inşaat sektörünün geleceği her şeyden önce ekonomideki istikrara ve ekonominin büyüme performansına bağlı olacak. Güven ve istikrar ortamı hem tüketicinin konut satın alma eğilimini, hem de özel sektörün yatırım yapma eğilimini etkileyecek bir numaralı faktör olmaya devam edecek. İkinci önemli faktör ise kamu yatırımları olacak. Kamu yatırımlarında seçim öncesinde kayda değer bir canlanma beklenmemekle birlikte, seçim sonrasındaki koşulların sektöre ivme kazandırabileceği görüşü hakim. İnşaat sektörünün geleceği hakkında tahminde bulunurken dikkate alınan diğer önemli göstergeler yapı ruhsatları ile konut kredileri oldu. Konutlara verilen yapı ruhsatlarının yüzölçümü itibariyle yılın ilk 9 aylık döneminde 2009’un aynı dönemine kıyasla yüzde 327’den fazla artış göstermiş olması ve beraberinde özellikle son aylarda konut kredilerinde meydana gelen genişleme 2011’de yüzde 10’un altına düşmeyecek bir büyüme yaşanması olasılığını artırdı. Eylül ayında konut alma, inşa ettirme ihtimalinde yüzde 10’a yakın artış kaydedilmiş olması da bu olasılığı güçlendirdi. 2011 yılında inşaat sektörünün ekonominin performansına paralel bir seyir izlemesi ve azalan bir ivme ile de olsa büyüme trendini sürdürmesi bekleniyor.
-2011’DE GÜNDEMİ OLUŞTURMASI BEKLENEN ANA TRENDLER-
2011’de gündemi oluşturması beklenen ana trendlere yer verildi. Buna göre, zengin ülkelerde yüksek bütçe açıkları, kemer sıkma politikaları, düşük tempolu büyüme ve işsizlikle mücadele 2011’de gündemin önemli başlıklarından birini oluşturacak. 2011’de gündemi oluşturacak ana eğilimlerden bir diğeri gelişmekte olan bazı ülkelerde yoğun sermaye akışının neden olduğu aşırı ısınma, aşırı borçlanma, varlık balonları oluşması ve cari açığın finansal istikrara yönelik oluşturacağı tehdit olacak. Bazı gelişmekte olan ülkeleri ise korumacı politikalara yönelmesi dikkati çekecek.
Gündem oluşturması beklenen ana eğilimlerden bir diğeri ise talep yetersizliğinin yanı sıra sermaye fazlası sorunu yaşayan gelişmiş ülkelerdeki sermayenin hızlı gelişme sürecindeki yükselen pazarlara doğru akmayı sürdürmesi olacak. Ekonomi siyaset ilişkilerine bakıldığında ise başta Çin olmak üzere, yabancı kaynak girişine ve yatırımlara çeşitli engeller konulmasından kaynaklanan gerilimlerin siyasi alana da yansıması gündemin önemli maddelerinden birini oluşturacak. 2011’de gündemi oluşturması beklenen eğilimlerden bir diğeri ise krizin yönetilmesi sürecinde Almanya, Fransa ve İngiltere gibi büyük AB ülkelerinin oluşturduğu merkez ile ulusal egemenliklerini kaybetmek kaygısı içerisindeki daha küçük AB ülkeleri arasındaki gerilim ve kutuplaşma yaşanması olacak.