Bugün, 24 Temmuz. Basında sansürün kaldırılmasının yıl dönümü. 24 Temmuz Basın ve Gazeteciler Bayramı. Biz, mesleği gazetecilik olanlar, ne yazık ki bu günü, bayram olarak kutlayamıyoruz.
Medya, siyasi baskılar, ekonomik kuşatmalar altında can çekişiyor. Basın özgürlüğü her gün yeni yaptırımlarla yaralar alıyor. Sansür, zorlu dayatmalarla yeniden hortlatılıyor. Medya, bugüne kadar hiç olmayan şekilde, baskı altında, her türlü sansür tehdidine direnmeye çalışıyor.
Gazetecilik adeta suç olarak görülüyor. Habere ulaşım, kamu gücü ile engelleniyor. Gerçekleri öğrenme hakkı gasp ediliyor.
Bağımsız medyaya "kaba sansür", iktidar medyasına "oto sansür" uygulanıyor.
İktidarın beğenmediği haber, "terör" unsuru, gazeteciler "terörist" görülen bir ortam dayatılıyor.
ANAYASA GÜVENCESİ
Gece yarıları evleri basılan gazeteciler tutuklanıyor. Bu ortamda, 24 Temmuz Basında Sansürün kaldırılışının 114. yıl dönümü olarak kutlanamaz.
Osmanlı döneminde 1908 yılının 24 Temmuz günü basın sansürdan kurtulmuş. Bugün ise, 114 yıl öncesindeki ağır baskı dönemini geri getirmek isteyen bir iktidar anlayışı, basını yok etmeye çalışıyor. Kamu adına denetim görevi yapan basın, çağdaş demokrasilerde "dördüncü kuvvet" olarak saygın bir konuma sahiptir. Bugün ise, kamu gücünü kullanan bir zihniyet, Anayasa'daki "Basın hürdür, sansür edilemez" güvencesini yok sayarak, basın özgürlüğünü ortadan kaldırmak istiyor.
FARKLI UYGULAMALAR
Ülkemizde son yıllarda medyanın çok büyük bölümü iktidarın kontrolü altında bulunuyor. Tek merkezden yönetilen medya, iktidarın propaganda aracı olarak kullanılıyor. İktidara yakın medyanın gazeteleri, radyoları, dergileri, televizyonları, internet siteleri kamudan akıtılan kaynaklarla haksızca fonlanıyor, güçlü olmaları, ayakta kalmaları, yaşamaları sağlanıyor.
İktidara muhalif olan ve bağımsız yayın yapan medya kuruluşlarının resmi ilanları kesiliyor, reklam ambargosu uygulanıyor, TV'lerde program yayınları durduruluyor, ekranları karartılıyor, yüklü para cezaları veriliyor.
UMUDUM VAR OLACAK
Özerk olması gereken RTÜK(Radyo Televizyon Üst Kurulu) ve BİK(Basın İlan Kurumu) siyasi atamalar sonucu, muhalif yayınları önleme konusunda sansür kurumu gibi çalışıyor. Aynı sansürcü anlayışla hazırlanan Basın Ahlak Esasları Yönetmeliği, BİK genel kurul kararı olarak yazılı basın için yürürlüğe girdi. Bu karar bile iktidarın meclisteki sansür yasasını çıkarmaktaki direncini gösteriyor.
Demokrasinin tüm kurum ve kurallarının işlediği, ifade ve basın özgürlüğünün, evrensel standartlara ulaştığı günlere kadar mücadelemiz devam edecek. Çağdaş ve demokratik bir ortamda, 24 Temmuz gününü, Gazeteciler ve Basın Bayramı olarak yeniden kutlama umudum hep var olacak.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |