Açıklamada şöyle denildi:
"1. 06 Ocak 2012 tarihinde müvekkilimiz Emekli Orgeneral İlker Başbuğu tutuklanmıştır.
2. 12 Ocak 2012 tarihinde, Anayasa'nın 148'nci maddesi gereğince göreve ve tutuklama kararına itiraz edilmiştir.
3. 17 Ocak 2012 tarihinde göreve ve tutuklama kararıma yapılan itiraz İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiştir.
4. 20 Ocak 2012 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na müracaat edilerek Türkiye'deki saygın ve değerli hukukçuların belirttiği Şekilde, telafisi mümkün olmayacak zararlara meydan verilmemesi için Anayasa'nın 148nci maddesi gereğince soruşturma dosyasının derhal istenmesi talep edilmiştir.
5. 26 Ocak 2012 günü saat 08.50'de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na (CMK m.250 ile Yetkili Birim) yazılı olarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na müracaat edildiği bildirilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilecek karara kadar beklenilmesi talep edilmiştir.
6. 02 şubat 2012 günü öğlen saatlerinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na ayrıca bir hukuki mütalaa sunulmuştur.
7. Yukarıda belirtilen süreç devam ederken ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebimize ilişkin bir kararı beklenilmeden, 02 Şubat 2012 günü öğleden sonra, müvekkilim hakkından hazırlanan iddianamenin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiği basından öğrenilmiştir. Bu iddianame İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesini müteakip tarafımıza verilecektir.
8. 30 Aralık 2011 tarihinde mahkeme tarafından müvekkilimiz hakkında suç duyurusunda bulunulması, 05 Ocak 2012 tarihinde kısa bir süre içinde ifadeye çağrılması, iddianamenin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararını açıklaması beklemeksizin 02 Şubat 2012 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesi dikkat çekicidir.
9. Basına yansıdığı kadarıyla iddianamede yer alan suçlamalar ile tutuklama kararında yer alan suçlamaların aynı olduğu anlaşılmaktadır.
Suçlamalardan birisi -Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme'dir-
Anayasa'nın 117nci maddesine göre Genelkurmay Başkanı, Silahlı Kuvvetler'in Komutanı olup, savaşta Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanı namına yerine getirir.
Bir kimseye aynı zamanda, hem Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Komutanı, hem de Silahlı Terör Örgütü'nün yöneticisi demenin, her Şeyden önce Türk Silahlı Kuvvetlerine ve onun Komutanına yöneltilebilecek en ağır suçlama olduğu kanaatindeyiz.
Bu suçlamanın kişisel sınırda kaldığını iddia etmek de düşünülemez. Çünkü suçlamalar müvekkilimizin yalnızca Genelkurmay Başkanlığı görev süresini kapsamaktadır.
Diğer suçlama ise "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme'dir"
Bu suçlamanın temel dayanağının "İnternet üzerinden hükümet aleyhine propaganda yapılması" iddiası olduğu düşünülmektedir.
10. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 29 Temmuz 2011 tarihinde kabul edilen iddianameye bakılır ise; daha önceki yıllarda işletilmeye başlanmış internet sitelerinin ilgili Kanuna Şekil ve teknik açıdan uyumlu olmadıkları için Şubat 2009 ayı içerisinde kapatılmış oldukları, iddianame eklerinde bulunan tespit raporlarında ise 30 Ağustos 2008 tarihinden kapatıldıkları tarihe kadar da bu sitelerde güncelleme yapılmadığı görülür. Dolayısıyla Şubat 2009'dan 30 Ağustos 2010 tarihine kadar Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi internet sitesi hariç işletmekte olduğu herhangi bir site bulunmamaktadır. Kamuoyunun bilgi ve takdirine saygıyla sunulur. "
Selahattin GÜNDAY / İSTANBUL, (DHA)