Mankenliği bırakıp müzik çalışmalarına ağırlık verdiniz. Yeni albüm çalışmaları var mı?
İlk albümüm Armoni çok beğenildi. Şuan ikinci albüm çalışmaları yapıyorum. Nisan ayında çıkacak ve bu albümün ismini internette oluşturacağım listeden sevenlerim belirleyecek. Söz ve beste çalışmalarına da ağırlık verdim. İlk albümde de bazı parçaların söz ve besteleri bana aitti. İkinci albümümde de 10 parçanın sözleri, 8 parçanın bestesi bana ait. Bir de dünyaca ünlü MTV ödüllü bir sanatçıyla düet sürprizi yapabilirim. Parçalarım Türk Pop Müziği tarzında, Akdeniz ezgileri ve Latin ezgileri var.
Bir dönem de yazarlık çalışmalarınız oldu, devam ediyor musunuz?
Babam yazar olduğu için ben yazmayı çok seviyorum. Ağırlıklı olarak şarkı sözleri yazıyorum. Türkiye’deki şarkı sözleri genellikle çok sıradan, basit sözler. Ben biraz daha felsefi anlam taşıyan, tasvir ağırlıklı parçalar yazmayı seviyorum. Şiir yazmayı da çok seviyorum, ‘Bu Bir Davetiyedir’ adlı bir şiir kitabı çıkarmayı planlıyorum.
1995 yılında dünyanın en iyi vücutlu modeli seçildiniz ve hala aynı ölçülere sahipsiniz. Bunu neye borçlusunuz?
Ben doğduğum gün doktorum beni o gün doğan en güzel bebek seçmiş, her şey doğduğum gün başlamış tabi aileden gelen güzellik çok önemli. 12 yıldır 62 kiloyum ve bunu korumaya çalışıyorum. Vücut ölçülerimi, güzelliği korumak için sağlıklı besleniyorum. Kahvaltıyı aksatmıyorum, taze meyve sularıyla besleniyorum, alkol sigara kullanmıyorum ve haftada 3 defa yüzüyorum. Günlük makyaj yapmıyorum, Ozon tedavisi gibi bakımlar da yaptırıyorum ama en özel bakımım hayata gülümsemek.
Tuğba Özay ile Fıtness DVD’si çıkarmıştınız. Tepkiler nasıldı?
Ben zaten çocukluğumdan beri spor yapıyorum, profesyonel sporcuyum. Böyle bir çalışmayı Türkiye’de ilk başlatan benim. Ama benden sonra herkes sahiplendi, hatta aynı çalışmayı plates için de düşünüyordum ama fırsatçılar projemi çaldılar. Bu çalışmayı da insanların evlerinde de spor yapabilmeleri için düşünmüştüm çok da talep aldı, yorumlardan memnunum.
Antalya’ya çok sık geliyorsunuz, burada nasıl zaman geçiriyorsunuz, neler yapıyorsunuz?
Antalya’yı çok seviyorum, buradaki dostlarımla görüşüyorum. Zamanımın çoğu Manavgat’taki çiftlimde geçiyor. 3 kedim ve 3 köpeğim var, onlarla yürüyüşe çıkıyorum, çapa yapıyorum, meyve sebze yetiştiriyorum. Ben aslında kendimi Antalya’nın tanıtım elçisi olarak görüyorum, çünkü bir yangın olsa sadece benim sesim çıkıyor, klibimi Antalya’nın tanıtımı için tarihi yerlerde çekiyorum. Fakat yaz aylarında konserlere başka sanatçılar davet ediliyor. Bu konuda Antalya’ya çok kırgınım. Ayrıca Antalya’ya sahip çıkılmadığını düşünüyorum, tarihi alanlar çöp içinde, her yer beton yığını olmuş. Lütfen Antalyalılar daha duyarlı olsunlar.
(Röportaj: Ferhan Bozkaya)