Antalya'nın Finike ilçesine bağlı Gökbük Köyü, daha önce yine Gökbük Köy Evi'nin çeşitli dayanışma örgütlenmeleri ile soL okurlarının gündemine gelmişti. Burası aynı zamanda TKP'nin açtığı ilk "Köy Evi" olarak hafızalarda yer ediyor. Bundan bir kaç hafta önce yapılan bir etkinlikten Gökbük Köy Evi sosyal medya hesaplarından paylaşılan kareler bir çok kişi tarafından merak ve ilgi uyandırmıştı.
Pıngıdık'tan söz ediyoruz.
Bilmeyenler için kulağa biraz garip gelen bu kelimenin kökenine dair muhtelif rivayetler var. Kimileri kökenlerinin Orta Asya'daki şaman geleneklerine dayandırırken kimileri Anadolu'da yaşayan Rumlardan kaldığını iddia ediyor. Ancak bu etkinliklerin ve ritüellerin bugüne kadar gelmesindeki temel faktör toplumsal işlevi ve içinde barındırdığı devinim, yani dayanışma.
Daha önce gitmeyenler için Gökbük Köyü'nü kısaca aktarmakta fayda var. Köy Enstitüsü mezunu öğretmenlerin şekillendirdiği bir toplumun, Alevi inancıyla bezenmiş ilerici ve mücadele ruhu köyde kendini hissettiriyor. Eski bir Rum köyü olan Gökbük'ün demografik tablosu mübalede sürecinde oluşmuş. Halen eski Rum evlerini görmek mümkün sokaklarını gezerken.
Köyün vaktiyle kültürel ve siyasal iklimini belirleyen politik mücadeleler ve köydeki eğitimciler ile birlikte süreç bugüne kadar uzanıyor. Sokaklarını gezerken bir anda daracık bir sokakta, bir köy evinin duvarına nakşedilmiş İvan Ayvazovski tablolarına denk gelebiliyorsunuz örnek olsun.
Gökbük aynı zamanda, tarihinde kendi elektriğini üretebilen bir köy. Bazı mühendislerin de çaba ve katkılarıyla yapılan minik tribünler ile dağdan inen sulara hız kazandırılarak köye elektrik veriliyormuş. Hatta Gökbük Köyü'nde elektrik varken Finike İlçe merkezinde o zamanlar her yere elektrik verilemiyormuş. Gökbük Köyü cıvıl cıvıl, ışıl ışıl akşamlarına devam edebiliyormuş. Tabii Turgut Özallı yıllara kadar. Turgut Özal devri geldiğinde köy elektriğinin üretildiği minik tribüne kilit vurulup ve köy faturaya bağlanmış. Sermaye düzeninin Deli Dumrul hikayelerine örnektir. Bugün yaşananların ise ilk adımlarıdır vaktiyle yapılanlar.
Pıngıdık Figürü
Köyde yapılan etkinlikte bahsi geçen Pıngıdık, esasında insanlık tarihinin çıktılarından birisi olan "gün dönümü" ya da "yıl dönümü" etkinliklerinden birisi olarak ele alınabilir. Antropolojik olarak incelendiğinde hemen hemen her toplumda bir benzer örneğine rastlamak mümkün. Bir çok kültürde, tarım kültürüne geçişin bir çıktısı olarak bahara geçişte ya da kış aylarının ortasında benzer etkinliklere rastlanır. Hemen hemen her birinde yine insanların baş etmesi gereken zorlu kış aylarına karşı hem toprağın yeniden bereketlenmesi ya da kış günlerinin dayanışması olarak çıkıyor karşımıza. Balkanlarda "Mateniçka" ya da "Baba Marta", farklı yerelliklerde Hıdırellez, Dersim dolaylarında Gağan Bayramı bunlara benzer içerikler ve motifler taşımaktadır.
Gökbük'te yıllardan bu yana devam eden Pıngıdık etkinliklerini Gökbük Köy Evi'nden Ozan Kapar anlattı soL okurları için
Ozan Kapar yıllardan beri bu etkinlikleri takip ediyor. Bu sene de yapılan etkinliklerde yer alarak soL okurları için izlenimlerini aktardı. Kapar'ın aktarımına göre Pıngıdık ismi, ritüeldeki yüzü karaya boyanan ve sırtına post vurulan figürden alıyor. Pıngıdık bu figürün kendisi.
"Daha çok gençlerin örgütlediği bir etkinlik, Pıngıdık'ın kim olacağı söylenmiyor ve herkesten gizleniyor. Gençleri için bu etkinliği yapabilmek bir tür rüştünü ispatlama durumu. Genç kadınlar da köy meydanında oturarak ekmeleri pişiriyor. Pişen ekmekleri "gizlice" kapmak erkeklerin göreviyken oklava ya da çubuklarla ekmekleri korumak da kadınlara düşüyor." diye anlatıyor Ozan Kapar.
Ama ritüelin de çeşitli değişimlerden geçtiğini gözlemlemek mümkün. Eskiden un konusunda sıkıntı yaşanmazken artık ritüeli garanti altına alacak önlemler alınmış. Pıngıdık'a düşen görev paylaşılmış ve evlerden öncesinde unlar alınmış daha çok ekmek yapabilmek için. Ozan Kapar'ın söylediğine göre bu paylaşımda Gökbük Köy Evi'nin payına da 2 kilo un düşmüş.
"Artsın eksilmesin taşsın dökülmesin"
Ekmek için malzemeler toplanırken herkesin kapısı çalınıyor ve un verilirken "artsın eksilmesin taşsın dökülmesin" diyerek bir tür bereketi betimliyor. Pıngıdık figürünün de omuzunda ve bacaklarında bulunan tahta çubuklar yine bu bereketi tarif ediyor.
Ozan Kapar ayrıntıları şöyle anlatıyor. "Kıyafet keçi postundan yapılıyor, Pıngıdık'ın yüzü de siyaha boyanıyor. Genelde kömürle. Sonra toplanan un tuz ve susamlar ile köyün ortasında büyük bir ateş yakılıyor. Ekmekler pişiriliyor. Ve kimin ne kadar ihtiyacı varsa ekmeği olmayan, maddi zorluklar yaşayan köylüler arasında paylaştırılıyor. Kimin ne kadar ihtiyacı varsa o şekilde pay ediliyor. Ailenin nüfusu, maddi koşulları falan belirliyor bu durumu. Pıngıdık sokakları gezerken bir tür neşeyle kapılar açılıyor. Bu neşe köy meydanında kurulan sofralarla devam ediyor. Pişen ekmekler dışında insanlar evden getirdiklerini birlikte yiyor ve birlikte eğleniyor. Kadehler birlikte kaldırılıyor türküler birlikte söyleniyor."
Eskiden köyde herkesin katılımı ile yapılan bu etkinlikler, köy nüfusu azalınca biçim değiştirmiş. Ama Gökbüklü olanlar ya da benzer kültürel etkinlikleri deneyimleyenler Antalya'dan otobüslerle köye geliyor. Antalya'nın dağ köylerinde yaygın olan ve Tahtacı Alevilerinin kültürel motiflerini yansıtan ritüeller ile bir çok insan yan yana geliyor. Öyle ki sadece Pıngıdık için bu köye gelen turistler oluyormuş. Neşeye ortak olmak, sıcak ekmekten bir parça koparmak, kadehleri birlikte kaldırıp birlikte türkü söylemek için. Seneye Finike ilçe merkezinde taşınacağı konusunda ilçe belediyesi girişimlerde bulunmuş. Bir tür turistik faaliyet için. Ancak malum, sermaye para kazanmak için bu işlere girince muhtevası da değişiyor. Muhtemelen içki yasağı etkinliği belirleyecek, dayanışmanın yerini de pazarlama faaliyetleri ve sponsorluklar alacak.
Gökbük Köy Evi gönüllüleri ise farklı düşünüyor. Anadolu'daki bu tür dayanışma örneklerinin sadece eşit ve özgür bir ülkede gelece taşınabileceğini söylüyorlar.
(SoL)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |