Alkol yasağı üzerine

Yıllar önceydi…

Dönemin Antalya Emniyet Müdürü Mehmet Yazıcı ile Antalya Balıkevi’nde bir akşam yemeğinde baş başa sohbet ederken bana, “Yarın akşam (Cumartesi) 22.00 gibi başlayıp sabaha kadar Beach Park’ta  yüzlerce polisle büyük bir uygulama yapacağız. Uyuşturucu ile ilgili çok şikayet geliyor. Girmişken asayiş, narkotik baştan aşağı elden geçireceğiz” dedi.

Aylardan temmuz sonu veya ağustos başıydı… Beach Park o dönemin en gözde yeriydi… Sadece yerli değil, yabancı turistlerin de ilgisi çoktu. 5 yıldızlı otellerin plaj üniteleri, barları da vardı. Antalya’nın yerlileri, turistleri gece oraya akıyordu.

Şaşırmıştım.

“Şaka mı bu?” dedim.

Bu kez şaşırma sırası ondaydı.

“Bakın müdürüm” dedim, şunları söyledim:

“Antalya turizmin başkenti. Bu bölgede bu başkentin göbeği… Binlerce polisle buraya girerseniz, turizmi bitirsiniz. Yankısı çok büyük olur. Sizin bu işi narkotiğin sivil polisleri ile sessiz sedasız halletmenizi öneririm.”

Cumartesi olmadı o iş…

Daha sonraki günlerde de…

Mehmet Yazıcı Antalya’da yeniydi, heyecanlıydı.

Ama bu işlerin heyecana gelmeyeceğini zamanla anladı ancak Antalya’da uzun süre kalamadı.

Neyse…

Şimdi gelelim asıl meseleye…

Valilik, emniyet müdürlüğü kanalıyla bir açıklama yaptı.

Kamuya açık alanlarda alkol tüketilmesinin yasak olduğunu bildirdi.

Mevcut yasalar, yönetmelikler hatırlatıldı falan…

Ama insanoğlu bu…

Bazen sizin anlattığınız onun dünya görüşüne ters gelebiliyor.

Antalya’dan da hazır ‘Hayır’ oyu yüksek çıkmışken, bu kararı ‘Ceza’ olarak algılayabiliyor.

Bu karara karşı çıkanların tamamına yakınının mutlaka ama mutlaka, parkta, bahçede, piknik yerinde alkol alan biriyle dalaşmışlığı, rahatsız edilmişliği olduğu halde neden böyle davranıyorlar?..

Konu; zamanlama…

Ve, bunun sınırlarının ileride genişleme endişesi…

Zamanlama neden kötü?

Bir, referandumdan yeni çıkılmış,  şehrin durumuna göre ‘Evetçi’ler de, ‘Hayırcı’lar da hala gergin…

İki; turizmciler sıkıntılı bir beklenti içerisinde…

Alkol meselesi de, turizmin yumuşak karnı…

Konu bir takım Türkiye karşıtları tarafından turizmin baltalanması anlamında kullanılmaya da çok müsait…

Haliyle konunun insanlar tarafından bu kadar ilgi görmesi, kaşınması normal…