Mustafa Kemal, "başkumandan" görevinde, "Büyük Taarruz"u yöneterek, o güne kadar yurdu işgal eden düşman güçlerine diz çöktürdü. Kurtuluş Savaşı sürerken, 20 Temmuz 1922 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Atatürk'e dördüncü kez "başkomutan" yetkisi verdi.
Türk ordusunun, işgalci güçlere karşı, etkili son darbeyi vurması için Mustafa Kemal Paşa, Haziran ayında gizli bir "Harekat planı" yapmıştı. Büyük Taarruz 26 Ağustos'u 27 Ağustos'a bağlayan gece Afyon'da başladı. Düşman birlikleri Aslıhan'da kuşatıldı. Gazi Paşa'nın komutasındaki ordularımız, Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde büyük zaferi kazandı.
BAŞKUMANDAN ZAFERİ
İşgalciler esir olmuş, dağılmış, kaçıyordu. Savaş orada bitmemişti. Başkumandanın, "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri" emri ile Yunan orduları İzmir'e kadar kovalandı. İşgalciler 9 Eylül'de denize döküldü ve Türk toprakları düşmandan temizlendi.
30 Ağustos, ilk kez 1924 yılında Atatürk'ün katıldığı törenle, "Başkumandan Zaferi" olarak kutlandı. Milli ruhun önemini ve canlı tutulmasını dile getiren Atatürk, eşi Latife Hanımla beraber, Meçhul Asker Abidesi'nin temelini attı.
Tarihimiz için çok anlamlı ve çok önemli gün, 1926 yılında kabul edilen yasa ile Zafer Bayramı oldu.
ZAFERTEPE'DEKİ TÖREN
Mustafa Kemal Paşa, Başkomutan Meydan Muharebesi'nin sevk ve idare ettiği Zafertepe'de 2 yıl sonra yapılan törende, Büyük Zafer'in önemini şu sözlerle anlattı:
"Hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk devletinin, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri burada atıldı. Ebedi hayatı burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçuşan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır."
Atatürk'ün sözlerinden halkına, ulusuna, devletine duyduğu güven ve inanç çok güçlü bir vurgudur. Gazilerin kanları ile şehitlerin ruhlarının, Türkiye Cumhuriyeti'nin sonsuza dek koruyucuları olacağı müjdesi, çok samimi bir duygudur.
BİZ ONUN ASKERLERİYİZ
"Zafer, benim karakterimdir" diyen kurtarıcımız, üstün bir "deha abidesi" kabul edilerek, tüm dünyanın saygı duyduğu, eşsiz bir liderdir.
O büyük insan, zaferi kazanan bir askerdir, paşadır, komutandır. Bizler de bugün, yarın ve Türkiye Cumhuriyeti var oldukça, Mustafa Kemal'in askerleriyiz.
Ne mutlu Türk'üm diyene.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |