ANSİAD’ın bugünkü kahvaltılı buluşmasının konuğu Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’dı…
ANSİAD Başkanı Akın Akıncı yine kapıda karşıladı konuklarını, güzel bir misafirperverlik gösterdi.
Açılışta da kısa öz konuştu, konuktan rol çalmadı.
Beni bilen bilir…
Genelde meselelere eleştirel yaklaşırım.
Daha doğrusu sorgularım.
Çünkü işimiz bu…
Rektör Özkan’da, zamanında bu eleştirilerimden epey nasibini almış biridir.
Ama peşinen söyleyeyim, bugünkü yazım, beni tanıyanları tam da ters köşeye yatıracak türden…
Rektör hanım kahvaltıda, inanılmaz doğal, içten, dolu dolu konuştu ki şaşırdım.
Teklemeden, kekelemeden, saklamadan, gizlemeden, tıkır tıkır birbiri ardına sıraladı söyleyeceklerini…
Öyle kağıda falan da bakmadı, konuşma metninin monitörden aktığı prompter de yoktu önünde…
Etrafımdakilerin yüz ifadelerine baktım, rektöre karşı hayranlık gördüm.
Yanımdaki gazeteci arkadaşlara sordum, “Çok iyi ya…” dediler.
Tam karşımda oturan ANSİAD üyesi bir dostum ile göz göze geldim, parmaklarıyla perfect işareti yaptı.
Soru kısmında bir üye rektör hanımın bu performansını direkt söze döktü…
Sonuçta, ANSİAD üyelerinin tamamını bilemem ama böyle bir toplantıdan Antalya adına pozitif duygularla ayrılmayalı uzun yıllar olmuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversite için yaptıklarını, kanser aşısı için bir kalemde verdiği 312 milyon liralık desteği anlattı.
Erdoğan’a övgünün, birileri gibi ne cılkını çıkardı, ne de üniversite için yaptıklarını görmemezlikten geldi…
Hakkını verdi…
Tam ayarında, kıvamındaydı rektörün içinde “Cumhurbaşkanı” geçen sözleri…
Toplantıda var olduklarını bildiğim Erdoğan karşıtlarını bile irite etmedi övgüleri...
“Antalya insanı Antalya’ya sahip çıkmıyor, üniversiteye sahip çıkmıyor” derken bile incitici değildi…
Uyarıcıydı…
Turizmcilerle ilgili benim de altına imzamı atacağım sözler söyledi.
Dedi ki:
“Antalya ekolojisinden ekmek yiyen en önemli kesim turizm. Antalya turizmcisinin üniversite ve bilime çok destek vermesi gerekli.”
Aynen katılıyorum.
Hatta, turizm sektörü Antalya’nın kültürüne, sanatına, eğitimine, sporuna da destek vermeli diyorum…
Ama ne yapıyor turizmci, “Hep bana, hep bana…” diyor.
Açık söylüyorum; turizmciler şapkalarını önlerine koyup düşünsünler…
Yarın bir sıkıntı olursa çalmasın üniversitenin kapısını, “Aman yazın şu halimizi de Ankara duysun sesimizi” de demesinler bize…
Rektör hanımın dediklerine kulak versinler, cukkaları Antalya yararına, eğitimin, bilimin yararına paylaşmayı da bilsinler…
ATSO seçimlerine getirdi lafı bir ara ve yekten içinden geçeni söyledi rektör hanım:
“ATSO seçimleri bile Antalya'ya yakışmadı.”
Evet, herkesin içinden geçen ama bulunduğu konum nedeniyle dilinin ucuna kadar gelip söylemediğini o söyleyiverdi.
Kıssadan hisse; Rektörü bundan böyle yakından takip edin…
Özellikle de lafım siyasetçilere…
Çünkü, bugünkü enerjisini, performansını daha doğrusu kendisini, yıllardır Antalya’nın büyük eksikliğini çektiği güçlü bir kadın siyasetçi boşluğunu doldurmaya namzet biri olarak gördüm.
Erkek egemen siyaset dünyasının kurtlar sofrasını dağıtacak bir kadın rektörün topuk sesleri ufaktan ufağa duyuluyor gibi…
Bu sesin Antalya’da güçlenip güçlenmemesi veya Akra Barut Otel’in o salonunda kaybolup gitmesi kendisine bağlı…
Bekleyip, göreceğiz ve duyacağız…
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |