Capital ve Ekonomi dergileri ile Vodafone işbirliğiyle Antalya’da düzenlenen 'İş Ortağım Kobiler' programına konuşmacı olarak davet edilen Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, dünya ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dünyanın yaşadığı küresel krizi, piyasadaki inanılmaz derecedeki para bolluğu, faizlerin düşmesi ve insanların cesaretlenip fazla borçlanmasına bağlayan Ergun Özen, 2007'den 2011’in Nisan ayına bakıldığında, krizin çıkmasındaki temel nedenlerin halen devam ettiğini söyledi. Burada bir girdap olduğunu ve çıkmak için de hala para basmaya devam edildiğini kaydeden Özen, “Çünkü ekonomileri canlandırmak lazım, ama dünya ekonomisi korkunç bir ikilem içerisinde. Ülkeler para basmaya devam ediyor ve hiç de iyi bir şey değil bu açıkçası kriz açısından" dedi. Özen, her ülkenin faizlerini indirmeye devam ettiğini de söyledi.
BÜYÜME HEDEFLERİ AŞAĞI ÇEKİLİYOR
Son 6-7 ay içindeki beklenmeyen birçok şey nedeniyle IMF dahil 2011 büyüme tahminlerinin aşağı çekilmek zorunda kaldığına işaret eden Ergun Özen, “Daha fazla aşağı da çekilebilir. Gelişmekte olan ülkelerde 6.5 olur diye düşünürken 2.5’a düşecektir. Dünya ekonomisindeki toplam büyüme de yüzde 4.4 seviyesine kadar gerileyecek gibi duruyor. Bu tahminler revize edilecektir, biraz da aşağı doğru revize edilebilir" dedi.
ALLAH’TAN TURİZMİMİZ VAR
Türkiye’nin 9.2 büyüdüğünü, ama çok önemli cari açık verdiğini belirten Ergun Özen, Türkiye’nin maalesef bu konudaki en kötü ülke olduğunu söyledi. Özen, şöyle konuştu:
"Cari açık ekonominin yumuşak karnını oluşturuyor. Bunun tek sorunu artan petrol fiyatları değil. Şubattan itibaren geri gidin, 12 aylık cari açık rakamımız 54.8’dir. Bunun sadece 34.7’si enerjiden kaynaklıdır. Enerji dışında da cari açık veriyoruz ve bu da bizim kolay kolay altından kalkabileceğimiz bir durum değil. Ekonomiyi biraz soğutmamız gerekiyor. Makro ve mikro ihtiyadi tedbirler var. Biz cari açığımızı maalesef sıcak para ile finanse ediyoruz. Her an çıkabilir bu para diye korkuyoruz. Cari işlemler açığının siz yüzde 97’sini kısa vadeli fonlamaya kalkarsanız, ya bu para çıkarsa kur patlar, ekonomideki istikrar bozulur. Bunu düzeltmek için büyüme rakamına iç ve dış talep olarak iki türlü katkısı olur. Türkiye’de bu denge çok çok bozulmaya başladı. Tamamıyla iç talep odaklı büyüme yaşanıyor. Türkiye iç talebin büyümeye olan etkisini biraz azaltırken, dış talebin dengesini biraz artıracak ve dolayısıyla cari açık problemini halledecek. Sanayi açısından bakıldığında kısa vadede yapılacak çok şey yok, ama turizm çok çok önemli. Allah’tan Türk turizmi var da cari işlemler açığımız çok daha fazla değil. Bizim petrolümüz yok ama turizmimiz var hakikaten ve bu bölgede çok net bir şekilde ortaya çıkıyor."
GARANTİ BANKASI’NIN 2011 TAHMİNLERİ
Garanti Bankası’nın Türkiye ekonomisine ilişkin 2011 yılı sonu itibariyle makro ekonomik tahminlerini açıklayan Ergun Özen, büyümede hükümetin tahminine göre daha iyimser davranırken, cari açık konusunda hükümetin eksi yüzde 42.2 olan tahminine karşı eksi yüzde 59.2’lik bir öngörüde bulundu. Büyüme oranı beklentisini 5.6 olarak belirten Özen, şunları söyledi:
"Türkiye’nin ekonomik büyüklüğü 786 milyar dolara gelir. Kişi başına düşen milli gelir 10 bin 699 dolar. Enflasyon yüzde 7.3, politika faizi yüzde 7.75, gösterge faiz ise yüzde 10.1 oranında olur. Dolar 1.57, Euro 2.16 seviyelerinde olur. İhracat 133 milyar dolar, ithalat ise 220 milyar dolar, cari açık yüzde 59.2 diye tahmin ediyoruz. Bütçe dengesi eksi yüzde 2.8 olur."
3G’Lİ CEP’LER BİLGİSAYARLARI GEÇECEK
Vodafone CEO’su Serpil Timuray ise KOBİ platformlarındaki en önemli amaçlarının, KOBİ’lerin Türkiye’de rekabetçiliğini artırması ve bunu dünya çapında bir rekabetçiliğe taşıyabilmesi için hem bilgi paylaşımı yaparak hem de teknolojileri tanıtarak onları desteklemek olduğunu söyledi. Mobil iletişimin artık geleneksel anlamda bilinen tarif ve tanımından çok daha farklı bir yapıya geçtiğine işaret eden Timuray, şöyle devam etti:
"Eskiden sadece ses olarak aklımıza gelen mobil iletişim bugün adeta cebimizde bilgisayara dönüşmekte. Önümüzdeki dönemde mobil iletişimde data kullanımında çok büyük bir patlama beklentisi var. Bugün baktığımız zaman dünyada yaklaşık 5 milyar kişi mobil iletişim ağları ile birbirine bağlanmıştır. Data teknolojilerine bağlı 3G sistemini kullanan nüfus da 1 milyar eşiğini aşmıştır. Önümüzdeki 3-4 sene içinde de akıllı telefonlar dediğimiz bilgisayar özellikleri olan telefonların masaüstü ve laptop bilgisayar sayılarını geçeceği tahmin edilmektedir. Gerek iş gerekse sosyal hayatımızda ne kadar büyük bir dönüşüm olacağının da adeta bir habercisidir."