Kentte 2,5 yaşında otizm teşhisi konulan Yiğit Yeşilyurt, 13 yaşında hiperaktivite bozukluğu tedavisi için yüzme sporuna başladı. İzleyerek öğrendiği yüzmede antrenörlerinin de desteğiyle yarışmalara hazırlanan Yeşilyurt'un elde ettiği başarılar sonrası davranışları değişti. İletişim, dil ve konuşma güçlükleri çeken Yeşilyurt, disiplinli ve başarıya odaklı yapıya kavuşurken, girdiği müsabakalarda da dereceler aldı. Trabzon ve Samsun'da bu yıl otizm kategorisinde düzenlenen 19 müsabakaya katılıp 19 birincilikle altın madalyalar kazanan Yeşilyurt, Türkiye Şampiyonası için katıldığı yarışlarda da barajı geçti. Çalıştığı kulüp bünyesinde çıktığı farklı müsabakalarda altın madalyalara uzanıp, Türkiye Şampiyonası'na hazırlanan Yeşilyurt, "Her şeyi izleyerek öğrendim, hedefim şampiyon olmak" dedi.
'HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU İÇİN YÜZMEYE YÖNLENDİRDİK'
Yiğit'in annesi Kurtuluş Yeşilyurt, oğlunun çok özel bir çocuk olduğunu belirterek, "Yiğit 2,5 yaşında otizm tanısı aldı. Sonra farklılar göstermeye başladı. Konuşmayı bilmeden okumayı öğrendi ama tek kelime konuşamıyordu. Etrafındaki insanlardan, televizyondan bilgisayardan rakamları harfleri birleştirebiliyordu. Bunun yanı sıra hiperaktivite bozukluğu vardı. Bunun için arayışa girdik. Bu defa yüzmeye yönlendirdik. Müthiş bir taklit yeteneği var. Gördüğünü, duyduğunu asla unutmuyor. Bu yönlerini sabırla keşfettik. Kendi kendine İngilizceyi Japoncayı öğrendi. Yüzmeye kulüple başladık. Kulüpteki hocaları yeteneğini fark ettiler. Kısa sürede yarışmalara hazırlandı. Şu anda milli takım derecelerini aldı. Müzik kulağı da çok iyiydi. Bir dönem piyanoya başladı. Öğrendiği şeylerden de çabuk sıkılıyor. Biz onun için ne daha iyi olacaksa ona göre yönlendiriyor, ona göre yaşamımızı dizayn ediyoruz. Anne baba olmaktan çok yaşam koçu olduk onun için. Görsel zekası o kadar iyi ki, 4 yaşında uzun bir yola çıkmıştık ailece. Giderken tünellerin hepsini bildiğini ve nerede durulacağını, nerede yemek yeneceğini bildiğini fark ettik. Hepsine internetten bakmış ve öğrenmiş" diye konuştu.
'OTİZMİN BİR İLACI YOK, SABIR İŞİ'
Otizmli çocuğa sahip olan annelerin, çocuklarına yeni ufuklar açıp, yetenekleri doğrultusunda yönlendirmesi gerektiğini vurgulayan Yeşilyurt, "Otizmli bir çocuğa sahip anne olmak çok marifet istiyor. İlk duyduğum zaman yıkıldığımı hissettim. Ama sağlıkçı olarak da otizmin ne demek olduğunu iyi biliyordum. Önce özel eğitimle başladık. Özel eğitim otizmli çocuklar için haftada bir iki saat eğitim demek değil. Özel eğitimi evde de devam ettirmek gerekiyordu. Tekrarlar yapmak ve çocukları farklı ortamlara sokmak çok önemli. Oğlumuzu eve kapatıp sabırla bekleyelim, bu düzelecek diye bir mantık yok. Otizmin bir ilacı yok. Otizm sabır işi. Çok farklı bir dünyaya girip çok farklı bir hayatla tanışıyorsun. Çok mutluyum. Benim çocuğum ileride bir kimsenin üzerine basa basa bir yerlere gelmeyecek, bir hak yemeyecek. Muhteşem bir çocuk yetiştiriyorum ve bunu sabırla yapıyoruz. Asla çocuğumuzu eve kapatmadık. Hiç kimseden çekinmedik, utanmadık. Herkesten de otizmli özel çocuklara karşı saygı bekliyoruz. Kimse sevmek zorunda değil ama saygı duymalı" dedi.
'TÜRKİYE ŞAMPİYONASINA HAZIRLANIYOR'
Faroz Yalıspor Kulübü yüzme antrenörlerinden Onur Mutlu, Yiğit'in yüzmeyi izleyerek öğrendiğini belirterek, "Yiğit'le iki yıl önce yüzmeye başladık. İlk geldiği zaman içine kapanık bir çocuktu. Kimseyle diyaloğa girmiyordu. Disiplini yoktu. Ona anlatmamıza rağmen bazı hareketleri tekrar etmek istemiyordu. Sonra fark ettik ki yan kulvarda yüzen arkadaşlarını izleyerek hareketleri yapmaya başladı. Sonra onunla yüzmeye dair videolar izlemeye başladık. Ben akşamları, ertesi gün antrenmanda yapacağımız hareketlerin videosunu ona gönderiyordum, o da gelip burada o hareketleri yapabiliyordu. Çok kısa sürede, çok güzel başarılar elde etti. Şimdi, Türkiye şampiyonasına hazırlanıyor. Ondan çok daha güzel başarılar bekliyoruz" diye konuştu.
'OTİZMLİ ÇOCUKLAR YÜZMEYİ DAHA KOLAY ÖĞRENİYOR'
Yüzme antrenörü Eda Bayram ise "Yiğit, özel bir çocuk. Kendisine has ayrı bir dünyası var. Antrenmana hep çok mutlu geliyor. Yabancı dillerden kelimeler öğrenip bize söylüyor. Hızına gerçekten yetişemiyoruz. Yiğit'in en çok sevdiğim özelliği ise kendi kendini konuşarak motive etmesi. Ona aslında bizim çok şey söylememize gerek kalmıyor. Çünkü Yiğit, başaracağına inanan bir çocuk. Ailelerin önceden çocuklarının otistik olduklarını keşfedip ona göre çocuklarını ilgi duydukları spora yönlendirmesi ve çocuklarını sosyalleştirmesi gerekiyor. Bu çocukların zihin gelişimi açısından oldukça önemli. Otizmli çocukların su korkuları olmuyor. O yüzden yüzmeyi daha rahat öğrenebiliyorlar" ifadelerini kullandı.
Aleyna KESKİN- Selçuk BAŞAR/TRABZON, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |