Kemer’i bilenler bilir, belediyenin yan tarafında el sanatları platformunun olduğunu… . Arka tarafı belediye binası ön tarafı ise eski Olbia Park. Liman Caddesi’nden gelip o parka girdiğinizde tamda platformun başladığı yerde elinde kılıcı ile kocaman bir heykel dururur. Eee ne var bunda dediğinizi duyar gibiyim de aslında anlatmak istediklerim yazmakla bitmez…
Bir kaç gündür akşamları platformdaki arkadaşlarımın yanına gidiyorum sohbete… Arkadaşımın yeri tam o heykelin önü, o yüzden yaşananlara bizzat şahit oldum…
Yazık heykel var ama hakkında hiç bir bilgi olmadığı için heykelle fotoğraf çektirenlerin bir çoğu şunu söylüyor; “Ayy hiç Atatürk’e benzemiyor, yapamamış kim yaptıysa” …Tabi ki benzemez çünkü o heykel Mustafa Kemal Atatürk değil, Mustafa Ertuğrul Aker… Kimse de müneccim değil heykele bakarak kim olduğunu bilsin!
Daha önceki yıllarda o heykelin olduğu yerde bir tanıtım plakası vardı hatırlıyorum… Hem Türkçe hem de İngilizce ve Rusça… Sonrasında o parkta düzenleme adına çalışmalar yapıldı, nedense o levha yok oldu gitti… Kemer turiste hitap eden bir belde… Neden heykel hakkında bilgi yazılı olan levha kaldırıldıanlamak mümkün değil..
Peki Mustafa Ertuğrul Aker kimdir?
13 Aralık 1917’de Kemer yakınlarında ki Ağva koyunda Fransız savaş gemisi Paris II’yi ve diğer 2 uçak gemisini denize gömen yüzbaşı…
Paris II ateş komutu ile 18 dakikada suya gömülür… Ertuğrul bataryası 145 atımdan 110 unu gemiye isabet ettirecek ustalığa sahiptir.
7.7 inçlik dağ bataryasının bir uçak gemisini 36 dakikada sulara gömülmesinin komutunu veren komutan… 120 metre boyunda saatte 24.5 mil hız yapan ve altı uçak taşıyan ingiliz bandıralı Ben My Chree Tarih kitaplarında tek cümle ile yer alır; “Batırılan ilk uçak gemisi”… Ve bunu başaran kişi de Mustafa Ertuğrul Aker’dir…
İşte böylesine değerli bir komutanın heykeli, üniversiteye Antalya Özel İdaresi tarafından yaptırılmış ve Kemer’in en güzel yerine konmuş… Ama heykelin şu andaki hali içler acısı… Kılıç ortadan kırılmış, elin parmakları yok… Böyle giderse yakında kılıçtan eserde kalmayacak. Neden mi? Fotoğraf çekme merakında olan yurdum insanı, kılıcın tam ucuna çocuklarını oturtmakta hiç bir sakınca görmüyorlar… Dayanamadım kaç kere ben uyardım yazık!.. Kemer’in yetkililerinin sanata ve sanatçıya değer vermediğini biliyoruz artık öğrendik de yapılanı koruyun bari… Böylesine değerli bir komutanın yabancılar tarafından da bilinmesi için lütfen kaldırılan tanıtım yazısını yerine koyun ya da yenisini yaptırın… Sayın hocam bir eğitimci ve Kemer belediye başkanı olarak tarihimize sahip çıkmanızı sizden bekliyoruz…
Dedim ya Kemer sanata ve sanatçısına sahip çıkmayı ne yazık ki bilmiyor… Kendim için değil bu yazdığım inanın… Ben bunları aşalı yıllar oldu. Ama Kemer de yaşayan ne yazık ki kıymeti bilinmeyen çok önemli değerler var… Bir misal Sevgili Cansın Erol ablam.. Öyle güfteleri, şiirleri varki mesela Ahmet Özhan’ın seslendirdiği Hüzün ilk aklıma gelen… Türkiye’nin bir çok belediyesi
(Antalya da buna dahil) Cansın hanım adına geceler tertipleyip onu davet ederler ama Kemer’den tık yok!… Sanki öyle biri burada yaşamıyor… Ben ne zaman İstanbul’a gitsem mutlaka Yeşilçamla ilgili basın tarafından aranırım, söyleşiler çekimler yaparım ama Kemer’den tık yok. Alıştım da daha yeni 22 ülkenin katıldığı, Arnavutluk’un başkenti Tiran’da gerçekleşen Global Fashion GFB Uluslararası Kuaför Yarışması’nda dünya birinciliğini kazanıp Kemer’ i en güzel şekilde temsil eden Ramazan Arıkan ve eşi Saadet Arıkan, Kemer’ in yöneticileri, yetkilileri tarafından bir tebriği hak etmediler mi çok merak ediyorum?..
Neyse ki Kemer Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Bolat Ünsal bey en azından esnafına sahip çıkmak adına hazırlattıkları bir plaket ile Kemer yetkililerinin yapamadığını yaptı.. Sanatçıyı mutlu etmek aslında o kadar kolayken, neden yapılmaz anlamıyorum. Gönül isterdi ki o plaketi oda başkanı ile birlikte Kemer’in yöneticilerinden biride birlikte verseydi...
Ben böyle bir hassasiyet gösterip sanatına saygı duyduğu için ayrıca esnafına da sahip çıktığı için Bolat beye teşekkür ediyor Ramazan ve Saadet Arıkan çiftini de gönülden kutluyorum…İçlerinde yaşadıkları kırgınlıkları bir tarafa bırakarak çıktıkları bu yolda motivasyonlarını düşürmeden devam etmelerini, daha büyük başarılara imza atmalarını diliyor kendilerini tebrik ediyorum…
Johann Woltfgang von Goethe’den ne güzel bir söz;
“Güzelliği gören ruhlar bazen yalnız yürümek zorundadır”
Evettt yine bir Kurban Bayramı??? Tamam örf ve adetlerimize saygı gösterelim de ne olur sokakları kan gölüne çevirmeyelim… Çoluk çocuk o hayvanın can çekişini görmesin. İslam da kurbana acı çektirmek, ibadete uygun değildir derler. Lütfen bunu göz ardı etmeyelim… Sosyal medya kullanıcıları lütfen yaptığınız ibadeti, kesimleri kimsenin gözüne gözüne sokmayın…