Antalya Valisi Ersin Yazıcı, bugün Antalya Sanayi ve İş İnsanları Derneği’nin (ANSİAD) Akra Otel’deki kahvaltısına katıldı, ben de izledim.
Vali bey kendisini tanıtarak başladı konuşmasına, iki yılı aşkın süredir Antalya’da olduğunu hatırlattı.
Soru kısmında bir ANSİAD üyesi, vali beyi Kocaeli ve Balıkesir’de görev yaptığı günden beri takip ettiğini söyleyip ekledi:
“Buradan sonra da gideceğiniz yer Diyarbakır”
Akıllara hemen Münir Karaloğlu geldi.
Karaloğlu da Ersin Yazıcı gibi Kocaeli’nde belediye genel sekreterliği yapmış, Antalya valiliğinden de Diyarbakır’a gitmişti.
Bu Diyarbakır’a tayin esprisini, “Devlet nasıl takdir ederse” diye cevaplayarak geçirdi vali bey…
1969 yılında Düzce’de doğduğunu söyledi.
Evli ve 4 çocuk babası olduğunun altını çizdi…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3 çocuk hedefini bir tık ileri taşıyan ender valilerden biriydi anlaşılan…
“Yönetim anlayışımdan bahsedeyim” diyerek girdi söze ve beni şaşırtan şöyle bir kalıba oturttu kendisini;
‘Milliyetçi, muhafazakar’ biriyim…
‘Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?’ gibi bir durum ortaya çıktı.
Kararname zamanı da değil ki, bir yerlere mesaj veriyor diyeceğim…
Benim, bugüne kadar hiçbir Antalya valisinden duymadığım bir tanımlamaydı bu…
Siyasetçilerin söylemesi ne kadar normalse, devleti temsilen bir makamda oturan kişinin bunu dillendirmesi benim için o kadar şaşırtıcıydı.
Siyasetçi oy almak için kendisini milliyetçi, ülkücü, kürt, çerkez, laz, gürcü, abazha, boşnak, arnavut, pomak, muhafazakar, dinci, alevi, ateist, deis gibi tanımlamalarla lanse edebilirdi…
Ama, laik bir ülkede, devleti temsilen eden bir ilin en üst düzey bir bürokratının durup dururken ve kimse, ‘nesin?’, ‘necisin?’, ‘kimlerdensin?’ diye sormadan, ‘Ben milliyetçi, muhafazakarım’ demesi, inanın benim garibime gitti.
Bir valinin, ‘Muhafazakarım’ diyerek, ‘Tutucu’ biri olduğunu söyleyebildiği bir memlekette, bir kaymakamın da bir kahvaltıda çıkıp, “Ben kürdüm ve ateistim” demesine şaşırmamak gerekir.
Tabi, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bunu diyecek bir kaymakam varsa…
Sayın valim, sözünüzün başında, “Ben bir üst yöneticiyim, görev tanıtımım belli. Kamunun yaptığı tüm işlerden ben sorumluyum, hatta bazen sizin yaptığınız işlerden de sorumluyum” demenize rağmen, gelen sorularda topu sürekli taca atmanız da beni şaşırtı.
Sizin verdiğiniz rakama göre 2 milyon 619 bin nüfustan siz sorumlusunuz…
Antalya’nın müzesi genişleyecekse, “Karayolları Bölge Müdürlüğü bitişik olan arsasını vermiyor” diyemezsiniz…
Gidecek ve bu işi Ankara’da halledeceksiniz.
Siz gidemiyorsanız, milletvekilleri ne güne duruyor…
Onları dürteceksiniz…
“Benim görevim aksayanları düzeltmek” diyorsunuz, çok güzel ama pahalı ulaşım, eksiltilen seferler sorulunca da, adres olarak büyükşehir belediyesini gösteriyorsunuz …
“Ben karışmam” demeye getiriyorsunuz.
Eeee, hani siz kamunun yaptığı tüm işlerden sorumluydunuz.
Belediye kamu değil de ne?..
Sayın valim;
“Beraber çalıştığım insanlara tekrar tekrar söylüyorum. Eğitim, sağlık, ulaşım, tapu hizmeti…Bu bölgedeki insanları memnun etmek için buradayız” sözünüzü alkışlıyorum.
Sayın valim;
“Sağlık hizmetini sunarken, ağzını burnunu bükmeyeceksin, ‘Sen nereden çıktın?’ demeyeceksin…” sözünüzün sağlık personeline şiddeti savunanların eline koz vereceği şüphesi taşıyorum.
Sayın valim;
“İş görürken devletin güvenilir, kucaklayıcı unsurlarına helal getirmeden, devlete olan güveni zedelemeden işimizi yapmamız gerekiyor. Burada kastım; adaletli, zengin, fakir yaşlı, çocuk, sağcı, solcu ayırımı yapmadan kamu hizmeti sunmayı kastediyorum” sözünüzün altına imzamı atıyorum ve kocaman ALKIŞLIYORUM…
Sayın valim;
“Antalya’da yaşayan sığınmacılardan vatandaşlık alan var mı, varsa bunların sayıları nedir?” diye soran ANSİAD üyesine, “Çok az var… Yok denecek kadar az…” diyerek, bir rakam verememenizi ve olayı küçümsemenizi anlayamıyorum.
Sayın valim;
“Kuaförlerin pazar günü kapatılması kararı illerde valilerin inisiyatifine bırakılmıştı. Antalya’da ne yapacak?” sorusuna, “Büyük ihtimalle tatil yapmayacağız, çünkü odalardan olumsuz görüş geldi” demenize katılıyorum. Tarafları dinlemenizi takdir ediyor, doğru karar vereceğinize inanıyorum.
Sayın valim;
“Beni aşan konuların üzerinde durmuyorum… Bir eğitim çalıştayı yaptık burada… Orada dedim ki, bizim valilik, milli eğitim olarak yapabileceğimiz konularda öneri getirin. Kamuda bir iş yapmak için yetki lazım, bütçe lazım. Beni aşan konularda ben uzun uzun anlatmam. Ankara’nın konusunu ben tartışıp vakit kaybetmek istemem. Benim yönetim anlayışım bu… Ankara uygun görmüyorsa, zamanı değil diyorsa, bütçesi yoksa, bizim gibi düşünmüyorsa… “
Ankara sizin gibi düşünmüyorsa, düşündürteceksiniz sayın valim…
Bakın, Antalya eski Valisi Münir Karaloğlu, Suriyeli göçmen konusunda Ankara gibi düşünmüyordu, İçişleri Bakanlığı ile gitti konuştu, Antalya’yı göçün yasaklı olduğu iller listesine soktu.
Bugün Antalya’da Suriyeli sorunu diğer illerdeki gibi değilse Karaloğlu sayesindedir.
O Ankara gibi düşünmedi ve halletti…
Haaa, bendeki olumlu havasını Kaleiçi’ndeki Kesik Minare’ye kubbe takarak tüketti o başka…
Sayın valim;
“Işıklarda dilencilik konusunda yetki zabıtada… O şahsı alıp elindeki paraya el koyma yetkisi var. Kabahatlar Kanunu’na göre ceza kesiyorsunuz. Belediye başkanları bana diyorlar ki, polis yapsın. Orada bir suç işlemişse tabi polis yapacak. Ama polise zabıtanın işini yaptırmam.”
Belediye başkanları, ‘Polis’ yapsın, siz ‘Zabıta’ yapsın diyorsunuz ama ortada bir sorun öylece duruyor.
Kavşaklardaki dilenci sorunu ‘Güvenlik’ sorunudur, çünkü bir aşama sonrası fiziki saldırıdır.
Lütfen topu birbirinize atmak yerine bu işe bir çözüm bulun.
Kıssadan hisse; ANSİAD kahvaltısı benim için çok bilgilendirici oldu.
Eğer denk gelirse, vali beyin bundan sonra katılacağı kahvaltıya da gideceğim…
Bundan sonraki aşama sanırım, oy vereceği partiyi açıklamak olacak.
Haydi hayırlısı…
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |