Bu yılbaşı ilginç bir magazin haber izledim. Yaklaşık bir yıl önce yüz nakli olan Uğur Acar ve ondan birkaç ay sonra tam yüz nakli gerçekleştirilen Turan Çolak’ın göbek atan görüntüleri yayınlandı televizyonlarda. Keza gazetelerde de boy boy çıktı her ikisi de…Başlarında kartondan huni, boyunlarında rengarenk süslemeler ve garip eğlenme görüntülerini herkes izledi. Kimileri gıpta etti tıp’ın geldiği noktaya, bazıları da bu iki genci ‘yüz şımarığı’ buldu.
Ben ikinci şıkkı düşünenlerdenim. Bana o iki yüz nakli yapılan gencin göbek atmaya çalışması, başlarındaki komik şapkalar ve kıyafetleriyle hiç sempatik gelmediler. Bilakis hoş karşılamadım bu durumlarını. Medya bu duruma “Ortalık görünmeyen yüz naklinin iki kahramanı yılbaşı eğlencesinde ortaya çıktı” yorumu yaptı. Uğur Acar çok genç olmasına rağmen yaşlı, ona nispetle daha yaşlı görünen Turan Çolak’ta adeta çocuk gibi görünüyordu fotoğraflarda. Böbrek nakli olanlar da aynı mekandaydı ama medya o iki ‘nakilli yüzü’ öne çıkarmıştı. Daha magazinsel, daha medyatik olduğu içindir heralde…
Bana göre bu iki arkadaş her ne kadar topluma organ naklinin faydaları anlatıp bağışların artmasını sağlamayı amaçlıyorlar bile olsa bana göre şekil yanlış. Haa bu arada her ikisi de diyor ki “Yeni yılda evlenmeyi düşünüyoruz” Heralde, “.Artık yüzümüz de var, bize kız lazım. Daha önce yüzümüz yoktu, dolayısıyla yüzümüze bakan da yoktu. Ama şimdi yüzümüz var, artık dönün bakın ve hatta evlenin” demeye getiriyorlar. İyi be, yüz nakli yapıldı, gerdeğe de sokalım isterseniz sizi. Başka ne istersiniz?...
Sizin anlayacağınız trajikomik bir durum yaşanıyor. Toplum ilk dönemde olduğu gibi sempatiyle bakmıyor bu duruma. Bu iki kahraman arkadaş şımarıklığı bir kenara bırakıp mesajlarını daha itinalı ve daha seviyeli vermeli. Saçlarına jöle sürüp taramayla, bankamatik memurluğuyla, sürekli parasal sorunları öne çıkarıp, apış arası muhabbetlerle organ çağrısı olmaz. Sempatiklik, bir anda antipatiye dönüşür, hazır bağışçılar da “bizim yüzümüzle böyle şaklabanlık yapılacağına yüzümü vermem” türünden söylemler gelişebilir. İki kıymetli arkadaş, kıymetlerini yitirmeden, yüzlerini eskitmeden doğru hareket etmeli. Benden onlara bir abi tavsiyesi…
Farklı bir olayın daha altını çizmek istiyorum. Hafta sonunda Gün Haber’i inceliyordum. Müthiş bir detaya takıldım. Expo 2016 için yapılan toplantıda kadın Milletvekili Gökçen Enç’in eğreti duruşu objektiflere yansımış, Gün Haber, “Bu tablo hiç yakışmadı” yorumunda bulunmuştu. Habere balıklama atlamak istedim. Toplantıdaki adı bende saklı bir yöneticiyi aradım bu durumu sordum. Aldığım cevaba şaşırdım. Zira o üst düzey yönetici, “Gökçen hanımın oturduğu koltuk gayet normal. Olması gerektiği yer zaten orası. Ne bakan yer verebilirdi, ne de öne çıkarılıp aynı bir yer tahsis edilebilirdi. O görüntü çok normal” dedi.
“Gökçen hanım milletvekili olabilir ama o toplantıda sadece misafir” diye sözüne devam eden yetkili, “Mağdur gibi gösterilmiş ama hiçte öyle değil. Milletvekili hanıma sadece bilgi verildi. Zaten toplantıyla ilgisi yoktu, sonrasında çıkmak zorundaydı, çıktı” diye sözünü tamamladı. Peki bu gerçeği bilen Gökçen Enç neden böyle bir görüntü vermek istedi, ya da neden mağdur pozisyonuna düşmek istediğini bilmiyorum ama bildiğim bir konu var ki o da ortada bir yanlışlığın olduğu…
Siyasette sürekli kendi bildiğini okuyan, eleştiri tahammülü olmayan ve milletvekili oluşuyla her şeyi daha iyi bildiğini düşünen güzel kardeşim Gökçen Enç’in duyarsız ve umursamazlığı, etrafını çevreleyen dalkavuklar sayesinde katlanarak artıyor. Tekrar söylemeliyim ki izlediği politikanın yüzünü ve sempatisini eskittiğini biri ona söylemeli. Hem de acilen…
Ali BULDU (Antalya Ekspres Yazıişleri Müdürü)
BU GÖRÜNTÜ EXPO'NUN RUHUNA YAKIŞMADI HABERİ İÇİN TIKLAYIN