Emekliyi güldürün

Umutlarımız çok kısa sürdü. O konuşmayı dinleyince, birilerinin emeklileri tahrik ettiğini öğrendik. 7-10 bin lira hakkımız olmadığını, eldeki avuçtaki ile yetinmemiz gerektiğini de öğrendik. Oysa ne hayaller kurmuştuk. Hesabı, Bilal'e anlatır gibi anlatınca öğrendik. 16 milyon emekliye 7 bin lira vermek için bir trilyon 400 milyar lira para gerekliymiş. Seyyanen 10 bin lira eklemenin maliyeti, bir trilyon 900 milyarlık kaynak bulmakmış.

NE HAYALLER KURDUK

"Askeri, polisi, sağlıkçısıyla devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek belki ilave gelir" karşılanırmış. O sözlerden anladık. Hazine'de para bitmiş, kaynak yokmuş, umudumuza bir tutam bal sürmek boşmuş. 

16 milyon emekliye 10 bin verince, nasıl bir trilyon 900 milyar oluyor merak ettik. Bizim bildiğimiz matematik hesabıyla bir trilyon 600 milyar eder. Umutları öldürürken rakamları şişirmeyin.

Biz emekliler ne hayaller kurmuş, ne hesaplar yapmıştık. Yeni bir ayakkabı alacaktık, bayramda şık elbiselerimiz olacaktı. Torunlarımıza harçlık verecektik, arkadaşlarımıza bir bardak çay ısmarlayacak, lokantada bir öğün yemek, belki kebap yiyecek, evimize ayda bir kilo et alacaktık.

EKONOMİ UÇUYORMUŞ

"2024 emekliler yılı olacak" sözüne inandık. Bir kez daha yıkıldık. Sadaka verilecek birey olmaktan daha kötü duruma düştük. Biz bu durumu hiç hak etmedik.

1.9 trilyon lira bugünkü döviz kuru ile 62 milyar dolar ediyor. Bu yılın bütçesinden yap işlet devret ve müşteri garantili özel sektör yatırımlarına 170 milyar lira (6,5 milyar dolar) verilecek. 

Yandaş müteahhitlere para var, emekliye yok. Çok üzücü bir hesap. Uzaya insan yollarken 55 milyon dolar bulunuyor. O zaman ekonomi uçuyor, emekliye gelince yok. 15 milyon düzensiz göçmen, sığınmacı, mülteci beslerken 40 milyar dolar harcanıyor. Emekliye gelince para yok.

İSTESEN VEREBİLİRSİN

Emekli hakkını istiyor. Çalıştığı yıllarda ödediğinin karşılığını, bugün almayı bekliyor. "Faiz sebep enflasyon sonuç" sözünü dinledik, bu kötü günlere geldik. Ekonomistim diyince, iyi olmasını bekledik. "Ekonomi benim işim" dedin, sonucu hep beraber gördük.

Memurlara 8 bin lira zam yaptın, emekliye de yapabilirsin. İtibardan tasarruf ediverin, uçakları, helikopterleri, otomobilleri azaltın, masrafları kısın, acil olmayan yatırımları durdurun.

Cumhurbaşkanı diyor ki: "Sırtında yumurta küfesi taşımayanlar, istedikleri gibi atıp tutabilirler.

Türkiye ekonomisi deprem ve diğer olumsuzluklara rağmen büyük bir başarıya imza atarak, üst üste 14 çeyrektir büyüme başarısı gösterdi. AB ülkeleri arasında en çok büyüyen ülke olduk."

İktidar ortağı da şöyle konuşuyor: "Gerekli iyileştirmeler cömertçe yapılacaktır."

BU NASIL BİR HESAP

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek son açıklamasıyla, bizimle adeta eğleniyor: 

"Türkiye ekonomisi yüzde 4,5 büyüdü 1.1 trilyon doları aştı. Kişi başı milli gelir 13 bin 110 dolara  yükseldi."

Ücretler düşerken, milli gelir nasıl artıyor bilemedik. Kiraların 15 bin liraya çıktığı günümüzde, asgari ücretin 17 bin lira olması nasıl bir büyüme sağladı, çözemedik. 13 bin 110 dolar 408 bin Türk lirası ediyor. Bu gelire sahip bir işçi, emekli, memur, esnaf var mı?

 İnsanlar sabah karanlığında ucuz et ve ekmek kuyruğuna giriyor. Etin kilosu 550, ekmeğin tanesi 10 lira oldu, her gün de artıyor. Emeklileri tahrik eden yok. Emekli zamanında ödediği paraların bugün karşılığını almayı hak ediyor. Emekli ne bozgunculuk yapıyor, ne istismar ediyor. Emekliler insanca yaşamak istiyor.