Alman Yeşiller gerçekten ciddi ve derin bir kriz içinde. Ocak 2022’de çevrimiçi bir parti konferansında seçilen eşbaşkanlar istifa etti. Görevden ayrılan parti liderleri sık sık her şeyin yakında daha iyiye gideceğini ifade ediyorlardı. Ama hiçbir şey olmadı. Anketlerde destek hızla düşüyordu. Kötü seçim sonuçları her defasında örtbas ediliyordu. Bir sonraki seçime bir yıl kala Yeşiller derin vadiden çıkmak istiyor, yeni bir başlangıç yapmak istiyor.
* * * *
İş bu noktaya nasıl geldi? Sebepler çeşitli. Tartışılıyor. Zayıf anketler ve felaket seçim sonuçları eşbaşkanların istifasında belirleyici oldu. Ama Yeşillerin yaşadığı durumun tek sorumlusu ikisi miydi? Bence Hayır. Benimle aynı düşünceyi paylaşanlar çoğunlukta. Yeşiller Partisi'nin yaşadığı krizin tek suçlusu eşbaşkanlar ve yönetim kurulu değildi. Parti bir bütün olarak başarısız oldu, artık bir şeylerin değişmesinin zamanı gelmişti.
* * * *
Hep anlatılır. ABD’nin Almanya Büyükelçisi Walter J. Stoessel Jr. 1979’da Alman Yeşiller üyelerini politik olmayan hayalperestler, bohem yaşam tarzı sahipleri, nükleer karşıtı, birkaç solcuyla birlikte doğaya dönüş romantikleri‘ olarak tanımlamış. Yeşiller için ‘dünyanın sonunu engellemek isteyenler‘ denirdi. Yeşiller için ‘Alman romantizminin siyasi araçlarla sürdürülmesidir‘ de denirdi. Parti ilk günlerinde büyük ölçüde gençlerden oluşuyordu.
* * * *
Artık gençlerin de Yeşiller’e oy vermediği görülüyor. Gençler arasında Yeşiller'e verilen destek büyük ölçüde çöktü: Yeşil Hareket, 1968 öğrenci ayaklanmasının göz yaşartıcı gazından doğduğunu söylemek hatalı olmaz. Son eyalet meclisi seçiminde genç seçmenlerin sadece yüzde 11’inin oyunu alabildiler. Üçte ikilik acı bir kayıp. ‘Parti yönetiminde yeni, genç yüzlere ihtiyaç var‘ deniyor ama insanları değiştirmenin yetmeyeceği, aynı zamanda içeriğin düzenlenmesi, partinin rotasının değiştirilmesi gerektiği de çokça konuşuluyor.
* * * *
Peki neyin/nelerin değişmesi gerek, nasıl değişecek? Kuraklık, sel gibi doğal afetleri her geçen gün daha sık yaşansa da çevre sorunları artık ilk sırada değil. Almanya’da dört kişiden biri yoksulluk riski altında. İklim dostu politikaların ‘sosyal adalet pahasına‘ olması istenmiyor. Seçim açısından da belirleyici değil. Yeşil politikaları halka güvenle ve ikna edici bir şekilde satmak kolay değil. Ayrıca halkın büyük bölümü göç politikası, içgüvenlik konularında endişe duyuyor.
* * * *
Yeşiller, 1968'deki göz yaşartıcı gaz dolu sokaklardan meclise kadar uzun bir yolculuk yaptılar. 1998'de Şansölye Gerhard Schroeder'in ‘üçüncü yol‘ koalisyonunun bir parçası olarak ilk kez ulusal hükümete girdiler. Güç onları hızla tanınmaz hale getirdi. Pasifist parti bir yıl içinde pasifizmini sonsuza dek terk etti. Neoliberal politikaların destekçisi oldular. 2005'te iktidarı kaybettiler. 2021'de iktidara geri dönene kadar 16 yıl muhalefette kaldılar.
* * * *
Ama artık dünya değişti. Almanya‘daki'daki mevcut koşullar Yeşiller için verimli bir zemin değil: Yapılan araştırmalar, seçmenlerin Covid'in ve Ukrayna'daki savaşın art arda gelen şoklarından yorulduğunu ve bu nedenle yaşam tarzlarında dramatik dönüşümler istemediklerini söylüyor. Liberal mantığa göre söylersek, Yeşiller’in Almanya'nın geleneksel merkez-sağı ve merkez-solu arasında kalan seçmenleri heyecanlandıracak ne söylemleri ne de programları var.
* * * *
Yeşillerin şimdi partiyi yeniden inşa edecek ve seçmenleri geri kazanmak için ikna edici bir strateji oluşturacak birine/birilerine ihtiyacı var. Seçmenleri tekrar nasıl kazanabilirler? Yeşiller için büyük soru ve büyük sorun budur. 2025'teki seçim partinin krizden kurtulup kurtulamayacağını ya da düşüşe devam edip etmeyeceğini gösterecek. Yeşiller 2021'de bir halk partisi olmanın hayalini kuruyordu. Şimdi ise tamamen çökme tehlikesiyle karşı karşıyalar. Yeşiller'in çok önemli bir yol ayrımıyla karşı karşıya olduğu görülüyor.