Alman Büyükelçiliği'nde ikinci 'Açık kapı günü'

Almanya Büyükelçiliği 2 yıldır kapılarını her ekim ayının başında gazetecilere ardına kadar açıyor.

Gün Haber olarak iki yıldır bu davete katılıyoruz.

Grupta geç en yıldan farklı simalar olsada yine 20 gazeteci, dolu dolu bir gün yaşadık…

Sabahın 8’inde kaldığımız otelden alınmamız, program saatlerine dakikasına kadar sıkı sıkı uyulması Alman disiplinin basit birer örneğiydi…

Büyükelçilik, Ankara’daki sefaretler içerisinde en büyük alana sahip… Tam 65 bin metrekare… Bir botanik bahçesini andırıyor… Binlerce ağaç, çeşit çeşit süs bitkileri… 10 bin metrekare çim alan var sadece…

Geçen yıl vize bölümünü gezmeye giderken bir at görmüştük… Bu kez yine vize bölümüne giderken çitlerin arkasında atı göremeyince sorduk, yaşlılıktan telef olmuş… Üzüldük…

Sabah ilk görüşmemiz Elçi Dr. Dirk Rotenberg ile oldu… Suriye konusunda epey soru gelince, konu ister istemez mülteci meselesine kaydı.

Ve Alman elçi, büyük bir yeni göç dalgasından daha bahsetti. İdlip’teki bir kargaşanın ardından Türkiye’ye çok sayıda mültecinin akın edeceğinin altını çizen Rotenberg’in, “Türkiye’de yaşayan mülteciler kendi istekleriyle ülkelerine döneceğe benzemiyor” sözü de önemliydi.

Elçi Rotenberg ile öğle yemeğinde aynı masaya düştük. Bana, “Sence Türkiye’deki Suriyelilerin kaçı ülkesine döner?” diye sordu… “Yüzde 70’i” dedim ve ekledim; “Eğer, aradan 3-5 yıl daha geçerse, bugün dönmek isteyen o yüzde 30’da gitmez”…

Haklı olduğumu öğleden sonra Ekonomi İşbirliği Bölümü Başkanı Manuel Paulus’un bahsettiği bir araştırmadan anladım…

Bugün Türkiye’de yerleşik kayıtlı 3.6 milyon Suriyeli’nin yüzde 80’i ülkesine dönmek istemiyormuş.

Durum Türkiye için vahim…

Bugüne kadar sadece Almanların Türkiye’deki Suriyeli mültecilere AB aracılığı ve direkt verdiği parasal yardım miktarı 1 milyar 175 milyon Euro’yu bulmuş. Ve, bu yardım aynı oranda önümüzdeki yıllarda devam edecekmiş.

12 bin Suriyeli öğretmenin maaşı bu paralardan ödeniyormuş…

Mültecilere verilen 150 TL’lik gıda yardımının ihalesini bu yıl Kızılhaç kazanmış, kartların dağıtımını ve organizasyonu ise Kızılay yapacakmış.

Bazı gazeteci arkadaşlar, Kızılhaç ve Kızılay’ın bu işbirliğine sıcak bakmasalar da ben anlamlı bir işbirliği olarak görüyorum…

Tarım Müsteşarı Peter Bohlen ise Alman-Türk yatırımlarıyla ilgili bilgi verdi.

Türkiye’de 4 bin 700 Alman sermayeli şirket varmış.

2015 yılından bu yana ise Alman yatırımlarında bir gerileme olmuş. Buna rağmen, Türkiye’nin en büyük ticari partnerinin Avrupa Birliği olduğunu söyleyen Bohlen ilginç bir bilgi daha paylaştı.

Almanya’da Türk sermayeli şirket sayısı 90 bine ulaşmış. Bu şirketlerin yıllık cirosu 50 milyar Euro’yu (312 milyar TL) geçmiş… Yani Türkiye bütçesinin üçte biri kadar… Ve Türklere ait 90 bin şirkette çalışanların sayısı ise 500 bini bulmuş.

Müthiş bir rakam...

Volkswagen’in Manisa’da otomobil fabrikası kurma kararı ve bu gruba ait MAN Türkiye AŞ'nin Ankara Akyurt'ta 452 milyon liralık yeni yatırımla 700 kişiye istihdam sağlayacak olması ise büyük bir gelişme…

Antalya’da her ne kadar son yıllarda ikinci sıraya düşse de turizmde en önemli partnerimiz Almanya’dır…

Son üç yıldır karşılıklı ticarette bir gerileme olmasına rağmen, Volkswagen ile ilgili gelişmeler de çok önemlidir.

Ve gelelim Almanya Büyükelçisi Martin Erdmann’a…

Bizimle toplantısının olacağı gün Alman İçişleri Bakanı Horst Seehofer sürpriz bir Ankara ziyareti yaptı. Konu Suriyelilerdi… Büyükelçi Erdmann ile görüşmek akşam kokteylde nasip oldu…

Büyükelçinin türkü ve Aşık Veysel hayranı eşi Marion Erdmann öğle yemeğinde her zamanki sempatik ve sıcak kanlı tavırlarıyla gönlümüzde yine taht kurdu. Akşam da Alman Birliği Günü resepsiyonunda sahnede Türkçe şarkı söyledi.

Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır derler… Büyükelçi Martin Erdmann’in arkasında değil ama her zaman yanında yüreği insan sevgisi dolu, Türkiye sevdalısı bir kadın olduğunu söyleyebilirim.

Sayın büyükelçiye, her türlü sorumuza açık açık cevap veren elçi ve bölüm başkanlarına, basın bürosunun nazik ve güler yüzlü çalışanlarına benden kocaman bir teşekkür…

Dilerim, bu diğer ülkelerin büyükelçilikleri için de örnek olur. Kapılarını gazetecilere açarlar ve tüm soruları cevaplarlar…

Hatta Sudi Arabistan Büyükelçisi’ne bunu ivedilikle tavsiye ederim…

Söz Kaşıkçı cinayetini sormayacağız… :)

BÜYÜKELÇİNİN EŞİ MARİON ERDMANN TÜRKÇE ŞARKI SÖYLEDİ VİDEOSU İÇİN TIKLAYIN