Antalyaspor’un, süper kupa finalini Beşiktaş ile oynayacağı maç için iki uçak kaldırıldı Katar’a...
Birinde takım ve protokol gitti, 280 kişilik diğer uçakla ise taraftar…
Taraftarın uçak masraflarını 4 işadamı üstlenmiş…
Ben ikisinin ismini öğrendim…
Biri Ramazan Karabulut’ muş, diğeri Tolga Cömertoğlu…
Cömertoğlu, soyadı gibi cömert davranmış, Antalyaspor için yine kesenin ağzını açmış.
Bir fazla taraftar göndereyim yurtdışına diye kendi bile gitmemiş Katar’a...
Ne diyeyim?..
Helal olsun…
Gelelim işin siyasi boyutuna…
Ben oldum olası Antalyaspor’un siyasilerin çöreklendiği bir kulüp gibi görünmesini, yöneticilerin siyasetçilerden oluşmasını, siyasilerin sürekli müdahil olmasını hazzetmedim.
Sonuçta, profesyonel takımlara belediye başkanlarının başkan olmasının ve belediyelerin maddi destek vermesinin önü kesilince biraz siyasetten uzak kaldı takım...
Sadece, Hasan Akıncıoğlu zamanında, Şifo Mehmet’in Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığı nedeniyle takım, Ak Parti’ye yöneldi.
Misal, Akıncıoğlu ve Şifo Mehmet, referandum döneminde Ak Parti seçim otobüsünün üzerine çıkıp halkı bile selamladı.
O dönem ve sonrası, bu olayı en çok eleştirenlerden biriydim.
Gültekin Gencer geldi, takımı farklı bir yöne götürdü…
Şov takımı yaptı…
Öyle de olması gerekiyordu.
Eto’o’ yu getirerek kulübe damgasını vurdu.
Antalyaspor ulusal, uluslararası medyada konuşulur hale geldi.
Ali Şafak Öztürk, Mustafa Yılmaz ve mevcut başkan Aziz Çetin dönemleri Antalyaspor koridorlarında futboldan çok siyasetin konuşulduğu dönemler oldu.
Yönetim, siyasi iradenin icazetini alanlar tarafından oluşturuldu.
Futbol bilgisi, yönetim kabiliyeti, parası olan değil, siyasi abilerin onayını alanlar yönetime ağırlığını koydu.
Mustafa Yılmaz, baktı ki iş farklı bir yöne gidiyor, taviz, taviz bir yere kadar, koltuğu erkenden bırakarak sıyrıldı işin içinden…
“Aman uzak kalsın” dedi…
Son Katar seyahati de gösterdi ki, Antalyaspor siyasi bir kulüp olma yolunda hızla ilerliyor.
Antalyaspor Hentbol Şube Sorumlusu Hakan İrban’ın maç günü sosyal medya paylaşımlarından gördüm ki, Katar’a giden protokolde Cumhur İttifakı tam hakimiyet kurmuş.
CHP, İyi Parti, Saadet Partisi gibi Millet İttifakı partilerden bir tek temsilci bile yokken, Ak Parti ve MHP’nin Antalya il başkanları, belediye başkanları, milletvekili ve parti yönetimlerinden siyasiler tribünde arz-ı endam etmişler…
Osman’ım civanımı da orada gördüm…
Ama enseden…
Görüntüyü çeken Hakan İrban, ‘Osman, Osman…’ diye kendini yırtmasına rağmen, yüzünü kameraya dönmemesi bir hayli ilginç…
Esrarengiz olmayı seviyor.
Katar’da bu görüntünün ardından CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz’i aradım…
“Antalyaspor’dan Katar’a davet geldi mi size?” diye sordum.
“Hayır, gelmedi” dedi, devam etti:
“Gelse de gitmezdim. Ne işimiz var Katar da bizim?.. Gidenleri de gördük… Antalyaspor, Katar’da olmuş Cumhurspor… Zaten sandık önümüze geldiğinde, biz bunların hepsini içine koyup Katar’a göndereceğiz. Antalya Limanı’nı 49 yıllığına Katar’a verip, maçı orada oynamak, orta oyunu oynamaktır.”
Sonra Muratpaşa Belediye Başkanı CHP’li Ümit Uysal’ı aradım. Aynı soruyu kendisine sordum.
Ona davet gelmiş.
Hem de Antalyaspor Başkanı Av. Aziz Çetin bizzat aramış.
Ama o nazikçe reddetmiş daveti...
Gerekçesini söylemedi ama Antalya Limanı’nı 49 yıllığına Katar’a veren Ak Parti teklifi TBMM’de tartışılırken, bir CHP’li başkanın Katar’da boy göstermesi siyaseten intihar olabilir miydi?..
Bence olabilirdi…
En azından kendi partisi içinde eleştiri oklarını üzerine çekerdi…
Konyaaltı Belediye Başkanı CHP’li Semih Esen’e de açıp sordum.
Ona da davet gelmiş.
Davet eden aynı isim…
Yani Antalyaspor Kulübü Başkanı Av. Aziz Çetin...
Telefonla aramış, sözlü olarak iletmiş davetini…
‘Neden gitmediniz?’ dedim, “Belediye meclisimiz vardı çünkü” dedi…
Ben de güldüm…
Kendisi direkt söylemedi ama anladığım kadarıyla mesele, ne Antalyaspor ne de yönetim…
Mesele; Katar’ın bizatihi kendisi…
Mesele; Katar’ı, Kanal İstanbul, Tank-Palet Fabrikası ve Antalya Limanı gibi stratejik meselelerde Türk siyasetinin göbeğine bomba gibi koyanlarda…
Türkiye’yi yöneten siyasi irade, kupa maçının orada oynanmasını istemiş, ne Beşiktaş, ne de Antalyaspor yöneticileri, ‘Yok biz Türkiye’de kendi taraftarımızın önünde oynarız. Taa Katar’a gidip taraftarımızı bu kupa maçından mahrum etmeyiz’ dememişler, diyememişler.
Kıssadan hisse;
Antalyaspor’u dün ve bugün siyasetin tartışma konusu haline getirenler utansın…
En azından gelecekte, kulübü yönetenlerin bir siyasi irade sayesinde koltuğa oturmadıkları, oturanların kimseyi ötelemediği, Antalya’da yaşayan her siyasi görüşten insanın, ‘Benim takımım’ diye sahipleneceği bir Antalyaspor Kulübü diliyorum.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|